-
1 أمل
Iأَمَل1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma4. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istekIIأَمَلَ1. umutlanmak2. ummakAnlamı: bir şeyin olmasını istemek, beklemekأَمَلَّ1. usandırmakAnlamı: usanmasına yol açmak2. bıktırmakAnlamı: bıkmasına yol açmak3. bezdirmekAnlamı: bıktırmak, usandırmakIVأَمَّلَ1. umutlandırmakAnlamı: umut vermek2. umutlanmak3. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma4. ümitlendirmekAnlamı: umutlandırmak, umut vermek
См. также в других словарях:
umut vermek — bir kimsede umut uyandırmak, bir kimseye güven vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
umut — is., du 1) Ummaktan doğan güven duygusu, ümit Bu umudum, şimdi yavaş yavaş ölüyor. H. E. Adıvar 2) Bu duyguyu veren kimse veya şey Bir tek umut, bir avuç askerde ve Mustafa Kemal denen bir isimdedir. F. R. Atay Birleşik Sözler umut ışığı umut… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pas atmak (veya vermek) — sp. 1) bazı top oyunlarında bir oyuncu takım arkadaşına top geçirmek 2) argo karşı cinse umut ve cesaret vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümit bırakmak — bir kimsede umut uyandırmak, umut vermek ... ve Cemil in bu sözleri kalplerde hiç olmazsa yarın için biraz ümit bırakıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
vadetmek — e, der, Ar. vaˁd + T. etmek 1) Bir işi yerine getireceğine söz vermek Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk ın, / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın. M. A. Ersoy 2) nsz Davranışıyla, tutumuyla bir işi yapacağı duygusunu uyandırmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
umutlandırmak — i Umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek Daha sonra bir iki dalga daha onu umutlandırarak sahile attı. M. N. Sepetçioğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük